Kendinizi Görünür Kılmak
Herhangi bir durumda veya ortamda başkaları tarafından görülmediğinizi hissettiğinizde kendinize şunu sorun: Şu an gerçekten ne oluyor ve nasıl hissediyorum. Parti veya ailece toplanma gibi sosyal ortamlarda dışlanmış mı hissediyorsunuz? Sözleriniz ve fikirleriniz kâle alınmıyor mu? Yaş farkından dolayı ortamdaki diğer kişilerden izole mi oluyorsunuz? Bekâr olduğunuz için evli arkadaşlarınız sizi dışlıyor mu? Toplumsal cinsiyetinizden ötürü görmezden mi geliniyorsunuz? Hele ki bir de kadınsanız!
Bunlar kendinizi görülmediğinizi hissetmenin farklı türevleridir. Bu yüzden birbirleriyle karıştırmamaya dikkat edin. Anca nasıl hissettiğinizi anladığınızda bir çözüm bulabilirsiniz. İşte size yardımcı olabilecek birkaç adım:
Adım 1: Sorumluluk Alın
Başkalarını suçlamak çok kolaydır; ama bu şekilde ilerleme kaydedemezsiniz. En yakınlarınız bile nasıl hissettiğinizden sorumlu değildir. Sorumluluk alarak perspektifinizi tamamıyla tersine çevirebilirsiniz. Örneğin “Çocuklarım eskisi kadar sık aramıyor” cümlesi “Çocuklarıma beni her gün aramak zorunda hissettirmediğim için memnunum” cümlesine dönüşebilir.
Adım 2: Tarafsız Olun
Durumunuza Tarafsız Bir Şekilde Bakın. Çoğumuz, kırgın, yalnız veya endişeli hissettiğimizde bu duygulara kendimizi kaptırır ve fazlaca hassaslaşırız. Bu da asıl yapmamız gereken şeyi yapabilmenin önüne geçer. İçinde bulunduğunuz durumu sizin değil de sizden tavsiye isteyen bir arkadaşınızın başına geliyormuşçasına değerlendirin.
Adım 3: Liste Yapın
Elinize bir kâğıt kalem alın ve görünür hissetmediğiniz durumların bir listesini yapın. Partilerde mi? Evde mi? Arkadaşlarla birlikteyken mi? Restoranlarda mı? Sizden gençlerle takılırken mi? Çiftlerle mi? Ailenizle mi? İş yerinde mi? Şimdi üç sütun çizin. İlk sütunu gerçekten değiştirmek istediğiniz şeylere ayırın. İkincisi, değiştirmek istediğiniz ama daha az acil olan şeylerle ilgili olsun. Üçüncüsüyse, “Değiştirsem güzel olur, ama değiştirmesem de çok mühim değil” dediğiniz şeyleri yazın. Şimdi, durumların her birini uygun sütuna ekleyin. Bu, eyleme geçmeden önce zihninizi toparlamanıza yardımcı olacaktır.
Adım 4: Bekleyin
Bir veya iki gün bekleyin. Ardından şimdiki önceliklerinizin listenizdekilerle aynı olup olmadığını kontrol edin. Bu noktada bir sırdaşınıza danışmak da faydalı olacaktır. Sorununuzu önemsizleştirip size her şeyin yolunda olduğunu söylemeye çalışacak birini seçmeyin. Ayrıca başkalarına sadece duymak istediklerini söylemeyi alışkanlık haline getirmiş birini de bulmayın. En iyi seçenek, sizinle aynı durumu yaşamış ve başarıyla çözmüş birini bulmaktır.
Adım 5: Eylem Planı Hazırlayın
Sütunlarınızın her biri için bir eylem planı hazırlayın. Bu, 3. sütundakiler (değiştirsem iyi olur dediğiniz şeyler) pek acil gelmese de geçerlidir. Bu adımın püf noktası, hayal gücünüzü kullanmaktır. Ne kadar çok fikir geliştirirseniz içinde bulunduğunuz duruma sıkışıp kalmaktan da o kadar özgür olursunuz. Üretebildiğiniz kadar çok, yaratıcı çözümler üretin. Acele etmeyin, zaman sınırlamanız yok. Ve eğer gerekliyse birkaç gün sonra da bu adıma dönebilirsiniz. Diğer insanlarla beyin fırtınası yapmaktan çekinmeyin. Ancak niyetinizin onlara yaslanmak değil, kendi bağımsız çözümünüze ulaşmak olduğunu anladıklarından emin olun.
İşte bu süreci hızlandırmanıza yardımcı birkaç örnek:
Problem: Partilerde ihmal edilmek.
Çözümler: Aşağıda belirtilen birkaç basit davranış değişikliği yeterlidir:
En son yaşadığınız gelişmeler gibi konuları kafanızda hazırlayarak gidin.
Ayakta durun. Oturmak, sosyal temastan kaçındığınız anlamına gelir.
Birine doğru yürüyün, kendinizi tanıtın ve hayatta neler yaptıklarını sorun.
Dönen sohbetlere kulak kabartın. İlginç bir şey duyarsanız insanların yanına gidip kendi yorumunuzla sohbete dâhil olun. İlgili bir bakışla etrafa bakarak odadan odaya geçin. Birisiyle göz göze gelirseniz gülümseyin. Eğer onlar da size gülümserlerse gidip muhabbet kurun. Akşam ilerledikçe kendiniz adına üzülmeye başlıyorsanız partiden ayrılın. Bu demektir ki partiler size göre değil ve vaktinizi daha iyi yollardan değerlendirebilirsiniz.
Problem: Aileniz tarafından kâle alınmamak.
Çözümler: Burada biraz analize ihtiyaç var. Bu semptom genelde fazlaca aşina olmaktan kaynaklanan bir durumdur. Sizi bir kutuya koyup kaldırmalarına izin vermiş olabilirsiniz. Aile fertleriniz bunu iki motivasyondan ötürü yapmış olabilir. İlki, bunun yapılması en kolay şey olması; ikincisiyse o kutuda olmaktan memnun olduğunuzu varsaymalarıdır. İhmal edilmiş hissetmekten şikâyet ediyorsanız şikâyet etmenin kendisi kutunuz olur.
Çözüm, ailenizden güvendiğiniz birine yaklaşmak, ona ne kadar dışlanmış hissettiğinizi söylemek ve aileniz tarafından nasıl görüldüğünüzü sormaktır. Diğer bir deyişle, hangi kutuya konduğunuzu keşfedin. Makul bir cevap aldığınızda size bakışlarını değiştirmeye başlayabilirsiniz. Örneğin sessiz, yumuşak başlı, göze batmayan ve sadece ihtiyaç duyulduğunda yararlı olan biri olarak görüyorlarsa buna karşı eyleme geçin. Kendiniz adına konuşun ve kendinizi temsil edin. Gerekirse bu durumu değiştirmek için başkalarından yardım isteyin.
Problem: Arkadaşlarla eskisi kadar yakın hissetmemek.
Çözümler: Arkadaşlıklar iki nedenden dolayı yıpranmaya başlar: Birincisi, siz ve arkadaşınız artık hayatta farklı yerlerdesinizdir. Farklı yollardan yürümeye başlarsınız ve bu gayet doğaldır. İkincisi, gizli bir dargınlık aranızı yavaşça açmış ve sonunda bir kopuş yaratmıştır.
Bunların her ikisi de düzeltilebilir. Ancak bu, iki kişinin de çaba göstermesine bağlıdır. Bu yüzden samimi bir şekilde tartışmanız gerekir. Bunun için rahat bir zaman ve yer seçin. İncinmiş duygularınızı hala sıcağı sıcağına hissediyorken dile getirmeyin. Oturup sakince konuşurken sorunu açıkça belirtin ve hemen geri bildirim isteyin: “Eskisi kadar yakın olduğumuzu sanmıyorum. Bu konuda sen nasıl hissediyorsun?” Bu samimi bir sorudur ve diğer kişiyi genellikle şaşırtır. Samimi ve dürüst bir tartışmanın önüne geçen birkaç davranıştan kaçındığınız sürece bir sıkıntı yaşamayacaksınız. Bu davranışlar: lafa uzun bir nutuk çekerek girmek, karşındakini suçlamak, şikâyet edip mağdur edebiyatı yapmak ve arkadaşınızın bakış açısını görmezden gelmek.
Bu hatalardan kaçınmalı ve eğer arkadaşınız bu taktiklere başvuruyorsa olabildiğince çabuk uzaklaşmalısınız. Bu durumda çözümün önünü tıkayan bir dargınlık veya savunma duvarıyla karşı karşıyasınızdır. Ama pes etmeyin. Çünkü aynı konuya başka bir seferde tekrar dönmek çoğu zaman işe yarar. Böylece arkadaşınızın da düşünmek için vakti olacaktır.
Amacınız, ikinizin birbirinizden uzaklaşıp uzaklaşmadığını veya çözülmemiş bir sorun olup olmadığını belirlemektir. Bunları belirleyip hemfikir olmak bir buluşma için yeterli ilerleme kaydetmek demektir. Şimdi, birlikte hemfikir olarak yeni bir yolda ilerlemek isteyip istemediğinize veya temeldeki sorunun çözülüp çözülmeyeceğine karar verin. Sallantıda olan bir dostluğun nasıl yenileneceğinin sadece başlangıç kısmını anlattım; ancak en önemli olan bu ilk adımlardır.
Kendinizi görünür kılmak, zaman, çaba ve yaratıcılıkla ulaşabileceğiniz bir durumdur. Fark edilmeyi, ilgilenilmeyi ve değer görmeyi hak ediyorsunuz. Tek yapmanız gereken, bu beklentileri gerçeğe dönüştüren taktikleri öğrenmektir.
Yazar: Deepak Chopra Çeviri: Selçuk Can Düzenleme: Birlikbilinci
TELİF HAKKI©2020 BİRLİKBİLİNCİ. TÜM HAKLARI SAKLIDIR. BU YAZIYI TÜMÜ OLMAK ŞARTIYLA, DEĞİŞTİRİLMEDEN, BEDAVA OLARAK, VE BU TELİF HAKKI UYARISI VE İNTERNET BAĞLANTISI (WWW.BİRLİKBİLİNCİ.COM/) İLE BİRLİKTE KOPYALAMAYA VE DAĞITMAYA İZİN VERİLMİŞTİR.