Meditasyonda Sessiz Zihne Ulaşmanın Sırrı
Meditasyonda zihninizi boşaltma çabalarınız hüsranla sonuçlanmak zorunda değil. Zihninizin akışına ve ritmine uyumlanmanın, sessiz zihne ulaşmanın size nasıl huzur getireceğini öğrenmek ister misiniz? Zihinlerimiz kıyıya yaklaşan hırçın dalgalar gibi çalkantılıdır. Onlarla ne kadar savaşırsak meditasyon yapmak ve sessiz bir zihne ulaşmak bir o kadar güçleşir. Genellikle meditasyona başladığınızda düşünceleriniz bir oraya bir buraya savrulduğu için bir süre sonra rahatsız ve huzursuz olmaya başlarsınız.
Zihninizi susturmaya çalışırken kendinizi bir anda acı hatıralarınız, travmalarınız gibi olumsuz duygularla yüklü, dikkatinizi dağıtan, dönüp duran düşüncelerle boğuşurken bulabilirsiniz. Sessizlik ulaşılamaz bir hedef gibi göründüğünden kendinizi düşüncelerinizde boğulmuş ve yenilmiş hissedebilir, yapamadığınız fikrini kapılarak meditasyon yapmayı bırakabilirsiniz.
Meditasyonda zihninizle bağ kurmak, sörf yaparken doğru dalgayı bulmak gibidir. Geçen yaz tatili için gittiğim bir sahil kasabasında 11 yaşındaki oğlum, sörf tahtasıyla sahile yakın dalgalar üzerinde kaymaya çalışırken hüsrana uğramıştı. Bense sahilden daha uzaktaki dalgaların daha sakin olduğunu fark ettim. Daha rahat bir sörf deneyimi için aslında gerekli olan tek şey sahilden 3-5 metre daha uzaklaşmaktı.
Sessiz bir meditasyon için zihninizdeki sesleri susturmak sahile yakın dalgalarla boğuşmaya benzer. Zihniniz doğası gereği düşünceler üretir. Tıpkı okyanus gibi bir ritmi ve akışı vardır. Korkmak veya savaşmak yerine ona saygı göstermelisiniz. Meditasyon esnasında zihniniz bir düşüncede takılı kalıyorsa sinirlenmek ve hayal kırıklığına uğramak anlamsızdır. O sadece işini yapıyor. Düşüncelerinizle savaşa girmek sadece hüsranınızı katlar ve tam bilince kavuşma yetinizi baltalar. Onunla savaşmayı bırakıp kendi akışına bıraktığınızda kargaşanın ve dikkat dağıtan unsurların ötesindeki iç dünyanıza doğru yelken açabilirsiniz.
Zihni Bütün Halleriyle Anlamak
Mantra – zikir temelli meditasyon tekniklerinde mantranızı kolay ve zahmetsizce tekrar edersiniz. Mantra zihni meşgul eden, meditasyona daha derin dalabilmenizi sağlayan araçlardan biridir. Özünde diğer düşüncelerin yerine geçen bir düşüncedir. Mantranızı tekrar ettiğiniz müddetçe düşünceleriniz akmaya devam eder. Düşüncelerinizin gelgitlerine izin verirseniz zamanla daha sessiz ruhsal bir deneyim yaşarsınız. Özellikle sessizlik içinde yapılan meditasyon, zamanla farkındalığınızı, meşgul olan beyninizden uzaklaştırarak iç huzur ve mutluluğu size bahşeder. Nefesin yavaşlaması ve zihnin sessizleşmesi, içinizdeki tüm güzel şeyleri olağanca berraklığıyla görmenizi sağlar. Mükemmel evrenin bir yansımasına dönüşürsünüz.
Fakat sakin sularda olduğu kadar aktivitenin kendisinde de güzellik bulunur. Zihninizi çalkantılı halleriyle takdir etmeyi öğrenirseniz sessiz ve sakin halini deneyimlemeye de hazır olursunuz. Okyanusun çalkantılı suları size deniz kabukları, canlılar ve taşlar gibi güzel hediyeler getirir. Daha derinden gözlemlendiğinde zihinsel faaliyetleriniz size yaratıcı fikirler ve çözümler sunabilir. Mesele tüm bunlar olurken kendinizi bu sürecin neresinde konumlandırdığınızdır. Şiddetli dalgalar tarafından oradan oraya mı savruluyorsunuz? Yoksa gayret sarf etmeksizin sörf tahtanızın üstünde mi kalıyorsunuz?
Meditasyon pratiğiyle kazandığınız sükûnet size yepyeni bir perspektif kazandıracak ve gündelik hayatın hengâmesine daha rahat ve enerjik bir halde döneceksiniz. Diğer bir değişle zihninizi sükûnete çekerek edindiğiniz iç huzur, hayatın kusurlarını gidermeyecek, onları yeni bir bakış açısıyla kucaklamanızı sağlayacaktır. Örneğin meditasyonu öğrenmeden önce ne zaman anneniz sizi arayıp eleştirse ya da çocuğunuz oyuncaklarını kaldırmayı unutsa sinirlenebilir ve hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Şimdiyse kazandığınız yeni perspektiften çocuğunuzun Lego’dan yaptığı eserlerini karman çorman bir şey gibi değil dehasını yansıtan bir ürün olarak görebilirsiniz. Annenizin eleştirilerini kırıcı sözler tufanından çok sizi seven ve sizin için endişelenen, ama yapıcı olamayan birinin sözleri olarak algılarsınız.
Kendini Bırakmak ve İç Benliğine Güvenmek
Zihninizdeki düşüncelerden faydalanmaya veya onları uzaklaştırmaya çalışırken hüsrana uğramak meditasyona yeni başlayanlarda sıkça görülür. Meditasyona oturmak anksiyetelerinizi tetikleyici ve zor gelebilir. Onca denemeye rağmen aradığınız huzura kavuşamadığınızı hissedebilirsiniz. İşin sırrı zihni olduğu haliyle bırakmak ve olduğu gibi kabullenmektir. Ona nazikçe ve şefkatle yaklaşın. Bunu bir kez başarıp zihninizin yapabileceklerini görünce bundan büyük bir keyif alabilir ve kendinizi gülümserken bulabilirsiniz.
Sörf örneğime dönecek olursak tavsiyeme uymakta çekimser olan oğlum, kıyıda kalmaya devam etti. Bense sörf tahtamı alıp 5-6 metre kadar açıldım. Tahtamın üstüne yattım ve dalgaların beni nereye isterlerse oraya nazikçe götürmelerinize izin verdim. Yavaş yavaş tahtam ve ben ritmik akışın bir parçası haline geldik. Sakin, güvende ve huzurluydum. Kafamı sahildekilere çevirdiğimde şiddetli dalgalarla mücadele eden, sağa sola devrilen, bir ayakları yerde bir ayakları suda olan yüzücüleri gördüm. Ben ise derin sularda sakin bir gözlemciydim.
Zaman zaman bildiğimizin ötesine geçmekten korkarız. Bilinmezlik korkusu oldukça güçlü ve en temel korkularımızdan birisidir. Örneğin şu an içinde bulunduğumuz Covid-19 süreci bu korkuya güzel bir örnektir. Tüm o kargaşaya rağmen bir ayağımızın yere basması bizi güvende hissettirir. Bunun yerine kendinizi bırakın ve iç benliğinize güvenin. İç benliğiniz, zihninizin kıyılarının ötesinde nereye gitmeniz gerekiyorsa sizi oraya götürecektir. Onunla savaşmak yerine sizi taşımasına izin verin. Böylece tüm evrenin akışı ve ritmiyle bir olabilirsiniz.
Yazar: Michelle Fondin Çeviri: Selçuk Can Düzenleme: Birlikbilinci
TELİF HAKKI©2020 BİRLİKBİLİNCİ. TÜM HAKLARI SAKLIDIR. BU YAZIYI TÜMÜ OLMAK ŞARTIYLA, DEĞİŞTİRİLMEDEN, BEDAVA OLARAK, VE BU TELİF HAKKI UYARISI VE İNTERNET BAĞLANTISI (WWW.BİRLİKBİLİNCİ.COM/) İLE BİRLİKTE KOPYALAMAYA VE DAĞITMAYA İZİN VERİLMİŞTİR.