Spiritüel Uyanışın 5 Aşaması
Spiritüel uyanış genellikle bir yolculuk olarak hayal edilse de illaki fiziki bir yolculuk olmak zorunda değildir; sınırlarınızın ötesine geçme ve bir sonraki evrimsel basamağa çıkma sürecidir. İnsan ömrü boyunca çok az deneyim, ruhsal bir uyanışınki kadar derin ve dönüştürücü olabilir. Tanrısal yanınızla özdeşleşmek ve onu doğrudan deneyimlemek kökten bir dönüşümü simgeler. Spiritüel uyanış sizi algınızın sınırlarının ötesinde bir gerçekliğe taşır; bilinçli bir evrim ve gelişim imkânı sunar. Adından da anlaşılacağı üzere dünyevi, madde ve ego temelli düşük bilincin yarattığı rüyadan ruhun yüksek bilincine uyanırsınız. Derin uykunuza son verdiğinizde az önceki rüyanın geri dönülmesi mümkün olmayan bir illüzyon olduğunu kavrarsınız.
Cehaletten Kaçış
Spiritüel bir uyanış, Sanskritçe’de “yanlış kavrama” anlamına gelen “avidya”nın, yani cehalet perdesinin kaldırılmasını temsil eder. Bu cehalet, gerçek doğanızı gölgeler ve sizi daha düşük bilinç seviyelerinin karanlıklarında yaşatır. Bu, neyi bilmediğini bilmeme durumudur. Bu cehaletin merkezinde evrenin üç temel niteliğinden biri olan “tamas” vardır. Tamas, karanlığı, durgunluğu, hareketsizliği ve düzensizliği kapsar; sizi eylemsizliğin bataklığına sürükler. Neyse ki manevi uyanış süreci hayatınızdaki “avidya” akıntılarının tam tersi yönde ilerler. Bilincin evrimi sizi ileri iter. Sizi gelişim ve dönüşüme iten bir ivme yaratır. Spiritüel uyanış tıpkı bir uzay mekiğinin kaçış hızına ulaşması gibi sizi cehaletin yarattığı yerçekiminden kurtarır ve varış noktası kendini gerçekleştirme olan bir serüvene çıkartır.
Peki bu olay nasıl gerçekleşiyor? Eğer tüm insanların ve hatta belki de hisleri olan tüm varlıkların doğasında evrimleşmek olduğunu kabul ederseniz o zaman bu manevi uyanışın sizin doğuştan hakkınız olduğu çıkarımını yapabilirsiniz. Ve eğer bu sürecin yol haritası bilincinizde ve bedeninizde doğuştan bulunuyorsa o zaman uyanış yolunda olduğunuzu gösteren ipuçları veya adımlar da olmalıdır.
Spiritüel Uyanış Yolculuğunuzun Vizyonu
Manevi uyanış aşamalarını tanımlamak için en yararlı metaforlardan biri görme yetisidir. Aşağıdaki modelde de görme duyusunun beş farklı niteliği spiritüel yolculuktaki her biri kendine özgü adımları temsil eder:
- Anlık bakış: Serüvene çağrı
- Daha yakından inceleme: Bir yol seçme
- Yürüyüş: Yolu takip etme
- Görüş yitimi: Yolu kaybetme
- Görme: Yol ile birleştirme
Şimdi bu aşamaların her birini daha ayrıntılı olarak inceleyelim.
1. Anlık Bakış: Serüvene Çağrı
Ünlü mitolog Joseph Campbell tüm büyük mitleri ve hikâyeleri incelemiş ve bunların ortak hikâye kurgusunu kahramanın yolculuğu olarak tanımlamıştır: “Kendimiz ve hayatta kalmamız üzerine düşünmeyi bıraktığımız an kahramanca bir yolculuğa çıkarız ve bilincimiz dönüşüme uğrar.”
Bir kahramanın yolculuğunun en başında macera çağrısı olarak bilinen, onu serüvene iten bir nokta vardır. Macera çağrısı, günlük yaşamdan kopuşu, bilinçaltından yükselen sinyali temsil eder; dikkatinizi kendine çeker ve sizi yeni bir yola yöneltir. Maceraya çağrı spiritüel uyanışı tetikleyen kıvılcımdır. Herkesin hayatında öyle bir an vardır ki değerlendirildiği müddetçe kişinin yaşamını sonsuza dek değiştirir. Macera çağrısı bir uyanış hadisesidir; sizi hayata farklı bir şekilde bakmaya iten yeni bir algıdır. Bu spiritüel deneyim sayısız şekilde karşınıza çıkabilir: uzak diyarlara yolculuk, masumiyetin kaybı, hastalık, zorluk, yakın bir arkadaşın ölümü, ölümden dönme ya da işten atılma. Bu deneyim dünyaya bakışınızı sarsar ve ona başka bir gözle bakmanızı sağlar.
Joseph Campbell’a göre bu noktada karşınızda iki seçenek vardır: ya macera çağrısını kabul edersiniz ya da bu çağrıyı reddedersiniz. Gerçek hayattaysa çağrıyı reddetmek gerçekten bir seçenek değildir. Çünkü derinlerde bir yerlerde kendi ruhunuz sizi dönüşüme davet etmektedir. Çağrıyı reddetseniz dahi fırsat kendisini size farklı şekillerde sunacak; bir kasetin kendini başa sarması gibi tekrar tekrar karşınıza çıkacak ve çağrısı kabul edilinceye kadar sabırla bekleyecektir. Ayrıca uyanış veya dönüşüm bir kez yaşandı mı geri dönüşü yoktur. Gözleriniz bir kez açıldı mı ne kadar inkâr etmek isteseniz de, sizi çağıran yüksek gerçekliğe gözlerinizi kapatamazsınız.
Macera çağrısına cevap verdiğinizde daha geniş bir dünyaya adım atarsınız. Ruhsal gelişiminize ve evriminize bilinçli bir şekilde yön verirsiniz. Farkındalığınızı daha da genişletecek fırsatlara doğru hayatınızı yönlendirmeye başladığınızda sorumluluk kelimesi bu sürecin merkezine yerleşir. Algınızda çok ince bir değişim meydana gelir; her şey eskisi gibi ama garip bir biçimde bir o kadar da farklı hissettirir.
2. Daha Yakından İnceleme: Bir Yol Seçme
Artık sınırlı dünya görüşünüzün genişleyen farkındalığınızı taşıyamayacağının gerçekliğiyle yüzleştiğinizde ruhsal bir yolculukta olduğunuzu, bilincinizin uyanmakta olduğunu fark edersiniz. Bu aşama heyecan verici olabildiği kadar huzursuz edici ve alışılmadık gelebilir. Bir zamanlar sabit ve değişmez olarak kabul ettiğiniz her şey (ideolojiniz, dünya görüşünüz, benlik algınız, inanç kalıplarınız, kendiniz ve diğerleriyle olan ilişkileriniz) sorgulanabilir hale gelir. Cevap arayışındasınızdır; bu arayışta sorularınızın cevapsız kalıp ilk aşamaya dönme ihtimaliniz mevcuttur.
Bu noktada, dünya görüşünüzü yeni bir çerçeveye oturtmaya veya yeniden şekillendirmeye yardımcı yeni bir felsefe, farklı bir gelenek veya pratik aramaya başlayabilirsiniz. Bu, birçok kişinin ciddi olarak spiritüel bir keşfe başladığı zamandır. Genellikle bilgi toplamayla, büyük dinlere veya felsefelere kafa yormayla tanımlanan bu süreçte özgün kişiliğiniz ve eğilimlerinizle uyumlu pratiklere ve metotlara yaklaşırsınız. Vedanta’ya göre, aradığınız birlik hissine yönelen dört yol vardır:
- Bhakti Yoga: Sevgi ve adanmışlığın yolu
- Jnana Yoga: Bilimin ve aklın yolu
- Karma Yoga: Eylemin ve özverili hizmetin yolu
- Raja Yoga: Meditasyon ve onunla ilişkili tüm disiplinlerin yolu
Her bir yol, kendini keşfetme ve gerçekleştirme için farklı bir yol sunar. Bazıları birini seçebilir; bazıları aynı anda birden fazla yolu keşfedebilir. Yolunuzu keşfetmenin belirli ve kesin kuralları yoktur. Önemli olan sizin doğru yolda olduğunuzu hissetmeniz ve bunun sizin gelişiminize doğru bir şekilde hizmet etmesidir. Kimse size hangi yolu izleyeceğinizi söyleyemez ve söylememelidir. Yalnızca kendi sezgisel kalbiniz hangi yöntemin veya aracın size en uygun olacağına dair yol gösterebilir. Bu aşamada şu Hindu atasözündeki bilgeliği dikkate alabilirsiniz:
Dağın yukarısında hepsi aynı yere giden yüzlerce patika vardır. Bu yüzden hangi yoldan giderseniz gidin önemli değildir. Zamanını boşa harcayan tek kişi, dağın etrafında koşuşturup diğerlerine yanlış yolda olduğunu söyleyendir.
3. Yürüyüş: Yolu Takip Etmek
Bir sonraki aşama sizi manevi yolculuğunuzda ilerlemeye çağırır. Yolunuzu bulduktan sonra düzenli pratik, çalışma ve disiplin sizi daha geniş bir farkındalık ve vizyona doğru götürür. Spiritüel pratik disiplinine karşılık gelen Sanskritçe terim sadhana’dır. Sadhana, pratiğinizi kendi içinde izole bir egzersiz olmaktan çıkarıp bir yaşam biçimine dönüştüren manevi bir rutindir. Yolun kıvrımlarına, dönüşlerine, iniş çıkışlarına aşina, kendini adamış gezginler olursunuz. Pratiğiniz derinleştikçe yalnızca takip ettiğiniz gelenek veya metot konusunda değil, aynı zamanda kendiniz hakkında da giderek daha usta ve daha bilgili hale gelirsiniz.
Bu aşamanın belirleyici unsuru kimliğinizin dış referanslardan (pozisyonlar, mülkler ve ego tatminleri gibi) sıyrılıp iç referanslara (dinginlik, sezgisellik, öz benlik) dayanmaya başlamasıdır. Kendinizi bilincinizin genişlemesine teşvik ederken bir yandan da kendinizi insan hayatı yaşayan spiritüel bir varlık olarak görmeye başlar, hayatı bütünüyle deneyimlemeye başlarsanız.
Genişleyen farkındalığa giden yolda ilerlerken karşılaşacağınız iki işaret veya iki ipucu, ruhsal ilerleme yolunda olduğunuzun sinyalini verir.
İlki, artan bir kaygısızlık duygusudur. Uyguladığınız manevi pratikler mutluluk ve neşeyi temel varoluşunuz bir parçası haline getirir. Hayatı daha az ciddiye alırsınız. Histerik hallerin ve abartılmış dramların üzerinizdeki etkisi daha azdır. Kaygısızlık ve olaylara karşı mesafeli duruş sizi daha çok tanımlar ve hayatta kendinizi çok daha rahat hissedersiniz.
Manevi ilerlemenin ikinci işareti, arzularınızın yerine gelmesinde yaşadığınız kolaylıktır. Düzenli ruhsal pratik, arzularınızın tezahürünü engelleyen zihinsel, fiziksel ve enerjisel engelleri ortadan kaldırır. Bu engeller ortadan kalktıkça hayatınız daha kolay hale gelir; hayatın akışına kendinizi bırakırsınız. Sizi hayatınızın spiritüel amacına yaklaştıran senkronize olaylar, küçük mucizeler ve lütuflar deneyimlersiniz.
4. Görüş Yitimi: Yolu Kaybetmek
Yine de spiritüel yol dikensiz değildir. Uyanışa giden yol doğası gereği sizi eksikliklerinizle, öz-yanılgılarınızla, bilişsel önyargılarınızla ve değişime karşı geliştirdiğiniz dirençle karşı karşıya getirir. Gelişim bazen huzursuz edici bir süreç olabilir. Seçtiğiniz yol duygularınızı, düşüncelerinizi, sözlerinizi ve davranışlarınızı değiştirerek sizi daha şefkatli, nazik ve affedici yapar. Bu süreçte zorlanmak gayet doğaldır. Daha kötüsüyse kişiyi uyanma arayışından vazgeçip geleneksel bir yaşama geri dönmeye cezbeden dış dünyanın etkileridir.
Yoldaki en büyük zorluklar, Joseph Campbell’ın eşik muhafızları dediği şeylerdir. Eşik muhafızları, hayatınızdaki önemli dönüm noktalarının önünde duran engellerdir (gerçek veya sembolik). Daha yüksek bir seviyeye doğru ilerlemenizi engelleyen düşmanlar, rakipler, yaşam koşulları, sınırlayıcı inançlar veya aksaklıklar olabilirler. Bu düşmanlar sizi defalarca yere serebilir, kararlılığınızı test edebilir ve seçtiğiniz yolu sorgulamanızı sağlayabilir. Bu tür aksaklıklar, kendinizden ve amacınıza olan bağlılığınızdan şüphe duymanıza neden olur ve hatta sizi arayışınızdan vazgeçmeye ikna edebilir.
Bu aşamada sanki spiritüel körlüğe yenik düşmüş gibi kaybolmuş veya çaresiz hissedebilirsiniz. Buna ruhun karanlık geceleri denilebilir. Bununla birlikte çoğu zaman farkına varmadığınız şey, bu körlüğün veya zorlukların egonuzun hileleri olduğudur (sürekli genişleyen ruh alanında kendi yok oluşundan korkan küçük ego benliğinizdir). Bu şekilde bakıldığında bu yolda yaşadığınız zorluklar, aydınlanmanızda size yardımcı olan şeylere dönüşür. Her aksilik, içsel şüphelerinizin ve korkularınızın bir ifadesi haline gelir.
Şüphesiz bu aşama yolda kalmak için hem metanet hem de cesaret gerekir. Şair Robert Frost’un dediği gibi: “Çıkışa giden tek yol önünüzde uzanan yoldur.” Neyse ki bu karanlıktan çıkıp tamamen ışığa kavuşabilir; spiritüel gelişiminize devam edebilir ve uyanabilirsiniz.
5. Görmek: Yolla Birleşmek
Sonunda arayan kişi yeni bir aşamaya geçer: düşsel, aşkın ve görülenin ötesinde bir manzara. Bu seviyede sadhana’nın ötesine geçer; yaptığınız pratiğin kendisine dönüşürsünüz. Artık görmek için çabalamazsınız; görenin, manzaranın ve görülen şeyin birleştiği bir birlik haline gelirsiniz. Kalıcı bir değişim gerçekleşir ve gerçek kimliğinize gözlerinizi açarsınız. Her yerde ve her şeyde var olan sonsuz, ölümsüz, sınırsız, tanrısal güce tamamıyla uyanırsınız. İlahi gözlemci pozisyonuna geçer; tüm evrenin her anına tanıklık edersiniz.
Bu aşamada kendi evinize dönersiniz. Ancak şaşırtıcı bir şekilde bu süreç daha fazla bilgi veya deneyim kazanma süreci değildir. Bunun yerine, sürekli azalmanın, bırakmanın sürecidir. Bir soğanın kabuklarını soymak gibi “siz” de sadece saf varlığınız kalana kadar küçülürsünüz. Yaptığınız şey başladığınız yerde biten bir iç görü yolculuğudur. Bu, spiritüel uyanışın işaretidir.
Spiritüel uyanış yolu, girişebileceğiniz en büyük maceradır. Böyle bir yolculuğun ayaklarınızın ucundan başladığı gerçeğini fark ettiğiniz için çok büyük bir ayrıcalığa sahipsiniz. Ve onu kucaklamak, yaşam amacınızın ve kendi kaderinizin kahramanca çağrısını kabul etmekten başka bir şey değildir.
Yazar: Adam Brady Çeviri: Selçuk Can Düzenleme: Birlikbilinci
TELİF HAKKI©2020 BİRLİKBİLİNCİ. TÜM HAKLARI SAKLIDIR. BU YAZIYI TÜMÜ OLMAK ŞARTIYLA, DEĞİŞTİRİLMEDEN, BEDAVA OLARAK, VE BU TELİF HAKKI UYARISI VE İNTERNET BAĞLANTISI (WWW.BİRLİKBİLİNCİ.COM/) İLE BİRLİKTE KOPYALAMAYA VE DAĞITMAYA İZİN VERİLMİŞTİR.